HİKAYEMİZ
İlk gösterimizi 2015 yılında Beyoğlu’nda izbe bir barda (henüz Beyoğlu, şimdiki Beyoğlu değildi) 10 adet seyirci (çoğu komedyenlerin arkadaşı) ile yapmıştık.
Düzenli sahne yapmadan bu işin olamayacağını biliyorduk. Ama birçok yerden “yok aile var”, “yok satış olmuyor” gibi gerekçelerle kovulup, mekandan mekana yolculuk etmek durumunda kalıyorduk.
Komedinin özgür bir ortamda ve düzenli yapılması gereken bir iş olduğunu kimseye anlatamadığımız ve mekandan mekana zıpladığımız, yıllar süren arayışımızın sonuna Aylak Bar ile tanıştık. Aylak Bar Kadıköy üst kattaki sahnesini “eti sizin kemiği bizim” şeklinde teslim etti. Başlarda zordu, yine seyirciden çok komedyen adayı vardı. Bir süre sonra haftada bir gün yaptığımız gösteriler hızlı bir şekilde haftada ikiye, üçe oradan da tüm haftaya yayıldı. 7 gün de yetmedi bazı günler hem şehir içi hem de şehir dışında eş zamanlı şovlar yapar olduk.
Her şey güzel gidiyor derken pandemi patladı. Pandemi ne kadar sürer bilmediğimiz için bir şeyler yapmamız gerek diye düşünürken “bari birkaç video yayınlayalım” dedik, demez olaydık.
Ne ana, ne bacı, ne dayı, ne de namus kaldı. Savunanlar da vardı, İfade özgürlüğü diyenler oldu? Biz sadece şaka yapalım dedik, dilimizin kemiği yoktu sadece.
Kemik demişken, kemik bir kitlemiz vardı artık. Pandemi geride kaldı, herkes aşılarını oldu, kendini dışarı atan herkes nefes alabilmek için gösterilerimize gelmeye başladı. Aşı tuttu bu sefer dedik. Aşısını olmuş aşı karşıtları bile geliyordu gösterilere. Kahkaha her şeyin ilacıdır dediler herhalde. Öğlen saat 3’e gösteri koyuyoruz, akşam 7’de herkes evlere kapanıyor, Açık havada açık mikrofon yapıyor, sonra hava kararmadan kapatıyorduk.
Aylak Bar Kadıköy “bar” olarak anılsa da artık fiilen bir komedi kulübüne dönüşmüştü. Alt kat, üst kat 2 ayrı sahne kurmuştuk. Günde 5 gösteri, üst katında ingilizce komediler, açık mikrofonlar yapılırken, alt katında 6’lılar, tek kişiliklerlerden dolayı kahkahalar yükseliyordu. Aylak Bar’a da sığmıyorduk. Zorlu PSM, DasDas, Dada Cabaret, Belediye’de bile gösteriler yapıyorduk artık. Podcast yayınlarına başladık, içimizi dökeriz diye, döktük. Yurtdışında en prestijli komedi kulüplerinde gösteriler yapıyoruz derken bu güne geldik. İyi ki de geldik.
İlk günden beri en büyük isteğimiz Türkiye’nin ilk (tam teşekküllü) Stand-up Komedi Kulübü’nü kurmaktı, şimdi onu ete kemiğe bürümek istiyoruz. Bu hikayenin devamını birlikte yazmayalım mı?